15 Haziran 2009 Pazartesi

Pedro'nun Öfkesi...

epizot 1 ...

Camlara gövdelerini vuruyor martılar...
Gecenin bir yarısı... Gözlerim yarı açık...
Gökyüzü dumanlı, kim bilir belki de kafam...
İçim kadar karanlık odamdan gökyüzüne bakıp martı sürüsünden bir martıya kilitlendi gözlerim.
Her biri ayrı ürkünçtü.
Seçtiğim martıyla göz teması kurmaya çalıştım. Bir iki denemeden sonra başardım.
Gözlerine baktım. O da benimkine...
Öfkeliydi.
Yüzlerce martı arasında bir kanat açımı yer edinmeye çalışıyordu sanırım kendine.
Ama gözlerindeki kesinlikle öfkeydi bence...

Bir isim koymak istedim ona, eğer onu seçtiysem mühürlemeliydim onu...
Bir isimle mühürledim onu... “Pedro”!...
Kuş kadar ömrü, duygularını tüketecek zamanı tanımayacaktı ona belli. Az sonra ölecekti ikimiz de bunu biliyorduk. Az sonra o da bir öncekiler gibi büyük bir hızla bana doğru uçup gövdesini odamın penceresine vurarak kendini parçalayacaktı…

Garip bir kabullenişti benimkisi.
Kendilerini sahile atan balinalar gibi, balina intiharları gibi...
Hayretle karşılanıp yerini kabullenişe bırakan toplu ölüm...
Evet intihar ediyorlardı.
Kabullenilir bir durum mu bu?
Ama benim penceremi kullanıyorlardı...
Neden? Ne hakla! diye düşündüm evvelinde, çok geçmeden kabullendim de...
Yağmur yüklü bulutlar arasında çığlık çığlığa Gövdelerini camlara vurup kendilerini parçalıyorlardı.
Sanki/Aslında/Belkide benim enerjimdi cama çarpan...
Camdan aşağı süzülmelerini izledim bir süre...
Tek tek kabullendim koca gövdelerini kanlı bir törenle toprağa serpmelerini...
...
Ama Pedro'nun öfkesini merak ettim,...

(KİM BİLİR BELKİ DEVAM EDER...)